Yeniden
uyanmak!
Yatak
ile beden ilişkimizin hangi boyutlara ulaştığını umursamadan uyanmak.
Belki
artık yatak da nefret ediyordur bizden
"kalk
artık üstümden be adam" dercesine.
Bunu
uyku sersemliği anımda kendime sormuşken, aslında bir başka rüyama atlıyor
muşum balıklama.
Orda da "filozof" muşum mesela.
Ve
sakalarımı okşarken yatağa odaklanıyormuşum anında:
"Onun
var olma görevi miydi altımıza çaresizce kendini bırakmak?..”
Neden
bir masa, yatak görevinde değil?
ya
da bir yatak, masa yerine kullanılmıyor nedensizce?
Çünkü
"biri yatak, bir diğeri ise masa olduğu için"
diyerekten
cevap verilmesi, ne kadar basit ve aciz bir öngörü yaklaşımıdır.
Belki
de bunca zaman sorgulamadığımız ve de kendi yorum ve fikir değerlerimizi
kullanmaya cesaret edemediğimiz için, bu örnek nesnelere farklı boyutlar içinde
yaklaşamayıp, düşüncelerimizin neleri değiştireceği kanaatine varamamış
olmamızdandır. Hep tanımadığımız nesillerin yaratıcıları boyunca, onlar böyle
istediği için bu düzen böyle süre gelmiş.
Her konuda olduğu gibi, bu hayatın işlevsel olarak insana yardımcı olmaya yarayan nesnelerinide, bilmem kaçıncı yüzyılda-çağda bir insan evladının benimsediği ve belirttiği kendine has olgu-yargıyı, ardı sıra izleyen nesillere -tembelliklerini ve hazıra konma arzularını kullanarak- kabul ettirmişler.
Her konuda olduğu gibi, bu hayatın işlevsel olarak insana yardımcı olmaya yarayan nesnelerinide, bilmem kaçıncı yüzyılda-çağda bir insan evladının benimsediği ve belirttiği kendine has olgu-yargıyı, ardı sıra izleyen nesillere -tembelliklerini ve hazıra konma arzularını kullanarak- kabul ettirmişler.
Hiç
umurunuzda olmasa da, kafanızın içinden çıkarmakta güçlük çekebileceğiniz bir
köşesine gidebilecek, kısa mesaden biraz noksanlı bir doksan vuruşudur bu anlattıklarım.
Yinede basit bir rüya tabirinden öte değil galiba bu
satırlar.
Bir şarkıda
söylendiği gibi;
“But that was just a dream
that was just a
dream”
(Bu
sadece bir rüyaydı)