2 Nisan 2013 Salı

KARMAKARIŞIKLAŞMAK - Bir buçuktan iki



Yeniden uyanmak!
Yatak ile beden ilişkimizin hangi boyutlara ulaştığını umursamadan uyanmak.
Belki artık yatak da nefret ediyordur bizden
"kalk artık üstümden be adam" dercesine.
Bunu uyku sersemliği anımda kendime sormuşken, aslında bir başka rüyama atlıyor muşum balıklama. 
Orda da "filozof" muşum mesela.
Ve sakalarımı okşarken yatağa odaklanıyormuşum anında:
"Onun var olma görevi miydi altımıza çaresizce kendini bırakmak?..”
Neden bir masa, yatak görevinde değil?
ya da bir yatak, masa yerine kullanılmıyor nedensizce?
Çünkü "biri yatak, bir diğeri ise masa olduğu için"
diyerekten cevap verilmesi, ne kadar basit ve aciz bir öngörü yaklaşımıdır.

Belki de bunca zaman sorgulamadığımız ve de kendi yorum ve fikir değerlerimizi kullanmaya cesaret edemediğimiz için, bu örnek nesnelere farklı boyutlar içinde yaklaşamayıp, düşüncelerimizin neleri değiştireceği kanaatine varamamış olmamızdandır. Hep tanımadığımız nesillerin yaratıcıları boyunca, onlar böyle istediği için bu düzen böyle süre gelmiş. 

Her konuda olduğu gibi, bu hayatın işlevsel olarak insana yardımcı olmaya yarayan nesnelerinide, bilmem kaçıncı yüzyılda-çağda bir insan evladının benimsediği ve belirttiği kendine has olgu-yargıyı, ardı sıra izleyen nesillere -tembelliklerini ve hazıra konma arzularını kullanarak- kabul ettirmişler. 
Hiç umurunuzda olmasa da, kafanızın içinden çıkarmakta güçlük çekebileceğiniz bir köşesine gidebilecek, kısa mesaden biraz noksanlı bir doksan vuruşudur bu anlattıklarım.

Yinede basit bir rüya tabirinden öte değil galiba bu satırlar.
 Bir şarkıda söylendiği gibi;

“But that was just a dream
  that was just a dream”  
 (Bu sadece bir rüyaydı)