1 Mayıs 2012 Salı

1 Mayıs Demek: "Emek" Demek
Yaşasın Bunu Dile Getirmek
!


Bugün yine tarih ve zaman anlaştı, sabit günlerini tekrarladı, nihayetinde; "Emek günü"nü yani "1 Mayıs"ı bize yaşattı. Bazı ülkelerde halen yasak olmasına karşın Dünya'nın bir çok yerinde ve yurdumuzun bir çok yerinde de olaysıza yakın bir biçimde gönlünce kutlandı. Bu sene farklı olarak Devlet'te kutlamalara katıldı. Kapitalist olan Devletin, işçilerin bayramına katılmış olması karşısında (bu bazı ülkelerde de böyle oldu bu sene) insanın, hayırdır yanlış mı geldin Devletlüm? diyesi geliyor açıkcası. Bu konuda kendi yorum ve düşüncelerimi paylaşmak isterdim; lakin bugünün önemini arka planda bırakarak, sorun ve önerilerimle konuyu bulandırmamak istiyorum. 1 Mayıs'ın olayından ve başlanğıcından bahsederek bilgi ve merak dürdülerinize giriş yapmayı planladım. Bu yüzden, bir çok sitede bulabileceğiniz; ama ararken üşünmeyesiniz diyerekten, birazdan aşağı satırlarımda bundan bahsedeceğim. Yinede dayanamayıp bu konuda cümlelerim ile, bu olaya gönül veren ve kaygı duygularını feda edenlerle aynı düşüncede olduğumu hissederek paylaşmak istiyorum: "Ne Devrimler oldu, ne kavgalar oldu ve de tarifsiz mücadeleler bu yolda! hepsinde amaç; tek yürek, tek bilek olarak hak ve dayanışma düzeninde haklının hakkını gerçek anlamda savunabilmesi, halkın emeğini ön görerek, haksız kazanç, dağıtım ve dağılımının münkün olamayacağı bir dünya sağlayabilmekti".. Bu tam sağlanamadı belki Dünya'nın her noktasında; ama umut ederek inanıyoruz: "Öyle bir gün gelecek ki, tarihler öyle bir şaşacak ki sadece emekler konuşacak ve hepimiz özgürlük içinde çalışacağız!"


Şimdi biraz 1 Mayıs'ın Tarihi odalarına dalalım, kapıyıda üstümüze kilitleyelim!:

İlk kez 1856'da Avustralya'nın Melbourne kentinde taş ve inşaat işçileri, günde sekiz saatlik iş günü için Melbourne Üniversitesi'nden Parlamento Evi'ne kadar bir yürüyüş düzenlediler.

1 Mayıs 1886'da Amerika İşçi Sendikaları Konfederasyonu önderliğinde işçiler günde 12 saat, haftada 6 gün olan çalışma takvimine karşı, günlük 8 saatlik çalışma talebiyle iş bıraktılar. Chicago(Şikago)'da yapılan gösterilere yarım milyon işçi katıldı. Luizvil'de (Kentaki) 6 binden fazla siyah ve beyaz işçi, birlikte yürüdü. O dönemde Luizvil'deki parklar, siyahlara kapalıydı. İşçiler, sokaklarda yürüdükten sonra hep birlikte Ulusal Park'a girdi. Her eyalet ve kentte, siyah ve beyaz işçilerin birlikte yaptığı gösteriler, gazeteler tarafından, 'Böylece önyargı duvarı yıkılmış oldu' şeklinde yorumlanmıştı.

Bu gösteriler 1 Mayıs'ı izleyen günlerde tüm harareti ile devam etti ve 4 Mayıs'ta kanlı Haymarket Olayı'na yol açtı.

Uygulanan yasal baskılarla bu gösterinin tekrarlanması engellendi. 14 Temmuz-21 Temmuz 1889'da toplanan İkinci Enternasyonal'de Fransız bir işçi temsilcisinin önerisiyle 1 Mayıs gününün tüm dünyada "Birlik, mücadele ve dayanışma günü " olarak kutlanmasına karar verildi. Böylece ikinci gösteri 1890 yılında yapılabildi.

Zamanla sekiz saatlik işgünü birçok ülkede resmen kabul edildi. 1 Mayıs böylece işçilerin birlik ve dayanışmasını yansıtan bir bayram niteliğini kazandı. Günümüzde sosyalist ülkelerde (Çin Halk Cumhuriyeti, Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti, Vietnam, Laos, Küba, Venezuela) ve daha birçok ülkede tatil günü olan 1 Mayıs'ı işçiler büyük kitle gösterileriyle kutlar; bazı ülkelerde 1 Mayıs siyasal bir eylem biçimini de alır.


Avusturya İşçi Marşı(Türkçe versiyon):



Üstad'lardan 1 Mayıs:

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder